11 Mart 2016 Cuma

28-ŞUBAT SİVİL SAVUNMA GÜNÜ



Sivil savunma düşman taarruzlarına, tabi afetlere ve büyük yangınlara karşı, halkın can ve mal kaybını en az seviyeye indirilmesi, hayati önem taşıyan her türlü resmi ve özel tesislerin korunması ve faaliyetlerinin devam ettirilmesi, acil tamir ve bakım savunma gayretlerinin sivil halk tarafından desteklenmesi ve cephe gerisi maneviyatının korunması amacıyla  alınacak her türlü silahsız koruyucu ve kurtarıcı tedbir ve faaliyetlere ”SİVİL SAVUNMA” denir.
               Dünya barışının devamı için, gösterilen bütün gayretlere ve insanlığın bugüne kadar geçirdiği acı deneyimlere rağmen yeryüzünde sonsuz bir barışın korunması yolunda kazandığı ilerlemelere paralel olarak yeni silahlar üretilmiştir.    
               Milli güvenlik için hazırlıklı olmanın gereğini inkâr etmemek gerekir. Sivil savunma hazırlıkları, dolaylı olarak savaşı önleyen faktörlerden biridir.
               Bu alanda yapılan eğitimlerin bir âmâcıda, barış zamanında görülen büyük yangın, sel ve depremler gibi sosyal ekonomik, hayatımızda, zaman zaman derin yaralar açan felaketlere karşı gereken hazırlıkları yapmak ve tedbirleri almaktır.
            Savaşta; yangın, deprem, sel ve benzeri doğal afetlerde kendinizi ve ailenizi nasıl koruyacağınızı size sivil savunma öğretir

               Sivil Savunmanın temel görevi düşman taarruzlarına, tabii afetlere ve büyük yangınlara karşı, halkın can ve mal kaybının asgari hadde indirilmesidir. Hayati öneme haiz her türlü kamu, özel teşebbüslerin korunması, faaliyetlerinin devam ettirebilmesi için acil onarım ve ıslahı, savunma gayretlerinin sivil halk tarafından azami şekilde desteklenmesi ve cephe gerisi maneviyatın muhafazası için her türlü silahsız, koruyucu ve kurtarıcı tedbirlerin alınması ve faaliyetlerin yapılmasını sağlamaktır.

               Birinci ve İkinci Dünya savaşlarında cephede olduğu kadar cephe gerisindeki sivil halkın zayiatının fazla olduğu gözlemlenmiştir. Gelişen teknoloji ve dünyanın jeolojik yapısına bakılarak savaşlar ve doğal afetler karşısında halkın can ve mal emniyetinin sağlanması konusunda tedbir almaya gidilmiş ve bu kavrama Sivil Savunma adı verilmiştir.

               Sivil Savunmanın tarihçesi şöyledir.

               Yurdumuzda sivil halkın korunmasına ilişkin önlemlerin başlangıç tarihi 1928 olup, bu yılda "Cephe Gerisinin Havaya Karşı Müdafaa, Muhafazası" adı altında bir “Talimname” çıkarılmıştır. Bundan sonra çeşitli idari düzenlemelerle yürütülen hizmetler 1938 yılından itibaren 3502 sayılı “PASİF KORUNMA KANUNU” ile yerine getirilmeye çalışılmıştır.

               II. Dünya Savaşı sırasında kullanılan uçakların ve silah menzillerinin cephe gerisine kadar uzanması nedeniyle bu savaşta sivillerin gördüğü zayiat ve ekonomik tesislerin uğradığı hasarlar dikkate alınarak, Türkiye'nin 1952 yılında NATO üyeliğine kabulünden sonra, 1959 yılında bugünkü Sivil Savunma teşkilat ve faaliyetlerini düzenleyen ''Sivil Savunma Kanunu'' yürürlüğe konulmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder